13 Mart 2010 Cumartesi

Catania 3 - Inter 1




İtalya Liginin 3 senedir tozunu atan Inter, belki de kadrosunun en güçlü olduğu yılda, üstelik Milan da içler acısı bir durumdayken en fazla zorlandığı sezonu yaşıyor. Bu hafta başında 4 puan farkla lider olan takım, dün gece Catania deplasmanında öne geçmesine rağmen 3-1 kaybederek büyük bir avantajı tepmiş oldu. Yarın gece Milan kendi sahasında Chievo'yu yenerse farkı 1 puana indirmiş olacak. Geçenlerde Güntekin Onay'ın da bir yerde söylediği gibi, Milan'ın bu yolda en büyük avantajı Inter ile herhangi bir şekilde bir daha oynamayacak olması. Normal koşullarda yarışta geride olan takım önde olan ile oynayacaksa bu iyi bir şeydir, o maçtan galip gelirse 6 puan birden alacaktır. "O maçı da kazanamıyorsak zaten şampiyon falan olmayalım" der herkes. Ama "bu" Milan'ın "bu" Inter ile 100 maç yapsa en fazla 5 tanesini kazanacak bir durumda olduğunu düşünürsek, bu örnek özelinde tam tersini söyleyebiliriz.

Her neyse, Milan'ın yarın akşamki maçının normalden daha zor geçeceğini düşünmekle birlikte kazanmasını bekliyorum. Bu durumda iki takımın kalan maçlarına bakacak olursak; Inter'in Palermo, Roma, Fiorentina, Lazio ve son hafta Siena deplasmanları kalmış. Bunların en az ikisinde hatta üçünde puan kaybedeceğini düşünmek hayalcilik olmaz. Ayrıca evinde Juventus ile de bir maçı var.

Milan ise Parma, Cagliari, Sampdoria, Palermo ve Genoa deplasmanlarına gidecek. Evinde ise sondan üçüncü hafta Fiorentina, son hafta da Juve ile oynayacak. Fikstür avantajı Milan'dan yana dersek sanırım yanılmış olmayız. Ama hepsinden öte gönlümüz Milan'dan yana elbette. Mourinho gibi züppe, küstah, megaloman ve edepsiz bir adamın, en güçlü kadrolarla böyle caka satmasından bıktım artık.

12 Mart 2010 Cuma

Feyyaz Uçar

"Ya Hakan, hani 'şeyi yere yakın' diyoruz ya, Alanzinho o tip bir oyuncu. Böyle oyuncular tehlikelidir."

Lig TV'deki programından..

Best Music Videos Ever #2: Street Spirit (Fade Out)

90'lı yılların en büyük gruplarından biri olan, icraatlarına son on yılda da aynı seviyede nitelikli işlerle devam eden Radiohead'in, 1995 tarihli The Bends isimli başyapıtının kapanış şarkısı ve o yıllarda hiçbirimizin hayal edemeyeceği, görünce bir anlam veremediği, her seferinde "na.. na.. nası a.k. yaa!" nidalarıyla kendini seyrettiren akıl almaz videosu... En iyi klipler söz konusu olduğunda olmazsa olmaz bir köşe taşı adeta.

Radiohead - Street Spirit (Fade Out) (1996)
Yönetmen: Jonathan Glazer



Rows of houses, all bearing down on me
I can feel their blue hands touching me
All these things into position
All these things we'll one day swallow whole
And fade out again and fade out

This machine will, will not communicate
These thoughts and the strain I am under
Be a world child, form a circle
Before we all go under
And fade out again and fade out again

Cracked eggs, dead birds
Scream as they fight for life
I can feel death, can see its beady eyes
All these things into position
All these things we'll one day swallow whole
And fade out again and fade out again

11 Mart 2010 Perşembe

Europa League 2009/10 - Top 16 - First Legs

Lille 1 - 0 Liverpool


Rubin Kazan 1 - 1 Wolfsburg


Hamburg 3 - 1 Anderlecht


At. Madrid 0 - 0 Sporting


Benfica 1 - 1 Marseille


Juventus 3 - 1 Fulham


Panathinaikos 1 - 3 Standard Liege


Valencia 1 - 1 Bremen

Man Utd 4 - Milan 0



Real Madrid 1 - Lyon 1



10 Mart 2010 Çarşamba

Bigelow'un yaptığı

Hem de 8 Mart gibi anlam ve önemi büyük olan bir günde, Oscar ödülleri tarihinde "en iyi yönetmen" ödülü alan ilk kadın olma onuruna erişen 59 yaşındaki Kathryn Bigelow, kendisini uzun yıllardır severek izleyen biri olarak beni önce kırmızı halıda, akabinde de ödül konuşmasında sergilediği duyarsız tavır ile derin bir hayal kırıklığına uğrattı. Anlamsızlığını ve haksızlığını bütün dünyanın, hatta örneğin Tony Blair'ın kendisinin bile geçenlerde kabul ettiği bir savaş ile ilgili film yapmasına bir sözümüz yok. Sonuçta o savaşı fon olarak kullanan ve asıl amacı hikayesini anlattığı askerlerin yaşadığı gerilimi resmetmek olan bir film söz konusu. Zaten hiç kimse de filmin militarist bir söylemi olduğunu iddia edemez zira böyle bir söylem yok. Artı, illâ anti-militarist bir tavır takınsın da demiyoruz. Zaten bunu deyip, eleştirisini bu minvalde konumlandıran biri de örümcek kafalıdan başka bir şey değildir. Ama Bigelow'un söz konusu filmde senaryo yazarı Boal ile birlikte ortaya koyduğu mesafeli tavrın aksine, ödül töreninin öncesi ve sırasında dile getirdiği o rezillikler ne oluyor? Neymiş, "filmini Irak ve Afganistan'da savaşan Amerikan askerlerine, hatta giderek dünyadaki tüm üniformalılara" ithaf ediyormuş! Yahu bu üniforma hastalığı nedir be kadın? Irak'ta ve Afganistan'da senin ülkenin o üniformalıları tarafından öldürülen onca sivil, masum, çoğu çocuk insan ne olacak peki? Bunlar hakkında bir cümle bile etmeyi çok görmenin nasıl bir açıklaması olabilir?

Taa 1991'deki "Point Break"ten beri kısa listeme aldığım, "Strange Days" ile gönlümüzdeki tahtın bir köşesine oturmuş birinin ne kadar rezil bir dünya görüşüne sahip olduğunu görmekle hatırlayacağım bir Oscar töreni oldu bu yılki. Bigelow'un filmi çok iyi ve seyredilesi bir film, bu ayrı konu. Ama "this fuckin' bitch" bundan sonra ağzıyla kuş tutsa gözüme giremez. Bugüne kadar, zamanında onu önce (Linda Hamilton ile) aldatıp sonra boşayan James Cameron'a bu sebepten duyduğum kızgınlık da tamamen yok oldu böylece. İyi yapmış babacan..

Fiorentina 3 - Bayern 2



Arsenal 5 - Porto 0



9 Mart 2010 Salı

Best Music Videos Ever #1: Frontier Psychiatrist

Aslında bu videoyu daha yeni seyrettim, bu yüzden kendisine torpil geçtiğim rahatlıkla söylenebilir. Yoksa hayatımda gördüğüm onca muhteşem klip varken "ilk" olarak bunu seçmem, normalde diğerlerine haksızlık olurdu. Ama zaten bu normal bir durum değil. The Avalanches isimli akıl almaz grubun (buraya dikkat) "tamamı sample'lardan oluşan" (ve aynı zamanda şimdiye kadar kaydettiği ilk/tek) uzunçaları "Since I Left You"da yer alıyor bu şarkı. Ve öyle bir videoya sahip ki, görenler arasından birazcık güzel sanat duygusu olup da sarsılmayacak ve vurulmayacak bir insan evladı herhalde yoktur. Tamamen uçuk imgelerden oluşan, hiç kimsenin tam anlamıyla çözemeyeceği bir şenlik adeta. Blogu takip edenler içinde, her zaman olduğu gibi değerini bilecek azınlığa hediyemdir.

The Avalanches - Frontier Psychiatrist (2001)
Yönetmen: Tom Kuntz & Mike Maguire



is dexter ill, is dexter ill, is dexter ill
is dexter ill today, mr kirk, dexter's in school
i'm afraid he's not, miss fishborne
dexter's truancy problem is way out of hand
the baltimore county school board have decided to expel
dexter from the entire public school system

oh mr kirk, i'm as upset as you to learn of dexter's truancy
but surely, expulsion is not the answer!
i'm afraid expulsion is the only answer
it's the opinion of the entire staff that dexter is criminally insane

that boy needs therapy, psychosomatic,
that boy needs therapy, purely psychosomatic
that boy needs therapy
lying down on the couch, what does that mean?
you're a nut! you're crazy in the coconut!
what does that mean? that boy needs therapy
i'm gonna kill you, that boy needs therapy
ranagazoo, let's have a tune
now when i count three
that, that, that, that, that boy.. boy needs therapy
he was white as a sheet
and he also laid false teeth

avalanches is above, business continues below
did i ever tell you the story about
cowboys! mid, mid midgets and the indians and, fron, frontier psychiatrist
i... i felt strangely hypnotised
i was in another world, a world of 20.000 girls
and milk! rectangles, to an optometrist, the man with the golden eyeball
and tighten your buttocks, pour juice on your chin
i promise my girlfriend i'd... the violin, violin, violin ...

frontier psychiatrist
frontier, frontier, frontier, frontier
frontier, frontier, frontier, frontier
frontier, frontier, frontier, frontier

that boy needs therapy, psychosomatic
that boy needs therapy, purely psychosomatic
that boy needs therapy
lying down on the couch, what does that mean?
you're a nut! you're crazy in the coconut!
what does that mean? that boy needs therapy
i'm gonna kill you, that boy needs therapy
ranagazoo, let's have a tune
now when i count three
that, that, that, that, that boy.. boy needs therapy
he was white as a sheet
and he also laid false teeth

frontier psychiatrist

can you think of anything else that talks, other than a person?
uh ohh... uh oh, a bird! yeah!
sometimes a parrot talks
ha ha ha ha ha !!!!
yes, some birds are funny when they talk
can you think of anything else
a record, record, record!

8 Mart 2010 Pazartesi

Acıların takımı




Liverpool sezon sonunda CL'ye gidemezse ve Benitez de kovulursa, muhtemelen her şeyin bittiği maç olarak bu geceki karşılaşma hatırlanacak. Hafta içinde takımın menajeri "bundan sonraki hiçbir maçta puan kaybına tahammülümüz kalmadı" diyor ve bir de şu maça bakın; kaleyi bulan tek şut, takımın her şeyi denen Torres ve Gerrard sahada ve allahın Wigan'ı Liverpool'dan daha fazla gol girişiminde bulunuyor, topa daha fazla sahip oluyor. Son 10 yılın belki de en kötü sezonu bu Kırmızılar için.

7 Mart 2010 Pazar

Real'den mucizevî diriliş




Efsaevî bir geri dönüştü Real'inki. Sevilla ilk yarıda bence pek bir şey oynamadan öne geçti, ikinci yarıda ise allahın Drago'su hayatının en balık golüyle farkı ikiye çıkardı. Ama bu blogda ilk günden beri yazdığım ve Fenerbahçe'de eksikliğinden dem vurduğum o azim, o kazanma arzusu, o profesyonellik, o iş ahlâkı, o taraftara saygı vs. her şey vardı Madrid ekibinde. Ellerinden ne geliyorsa sahaya koydular, yeteneklerinin de yardımıyla ve en çok da Cristiano'nun baş döndüren performansıyla geriden gelip maçı kazanamayı başardılar. Zaragoza, Mallorca, Real Madrid, Espanyol, Villareal ve Sevilla deplasmanlarına gidecek olan Barça'nın işi iyice zorlaştı şimdi. Real'de ise bence en büyük alkışı, bunca yıldızlarla dolu kadroyu bu kadar kısa sürede rayına oturtan Pellegrini almalıdır.